Yeryüzünün yaklaşık olarak yüzde 71’ini su alanları kaplamaktadır. Bu alanların büyük bir bölümü çok sayıdaki değişik su canlılarının yaşamasına elverişli özelliklere sahiptir. Bu canlılar, tek hücrelilerden memelilere kadar geniş bir dağılım gösterir. İnsanlar, başta balıklar olmak üzere suda yaşayan canlılardan besin kaynağı olarak yararlanmaktadır. Su ürünleri üretimi ülkemizde 1980'li yıllarda konuşulmaya başlanılmış olmakla beraber gerçek uygulaması nerede ise insanlık tarihi kadar eskidir. Dünya akuakültür tarihine kısaca bir göz atacak olursak; M.Ö. 2000 yılında Çin'de sazan üretimi, Mısır'da tilapya üretimi başlamıştır. Bu yetiştiricilik tahmin edilebileceği gibi modern üretim olarak değil, doğadan toplanan yavru balıkların semirtilmesi yöntemi ile gerçekleştirilmekte idi. M.Ö. 600 yılında Yunanistan'da istiridye yetiştiriciliği izlerine rastlanmaktadır. 15. yüzyılda İtalya'da acı sulara giriş yapan balıkların yakalanarak yetiştirilmesi yolu ile su ürünleri üretimi başlamıştır. 18. yüzyılda ilk üretime müdahale somon balıkları üzerinde suni dölleme uygulaması ile başlamış oldu. 19. yüzyılda somonlarda ilk trasplantasyon gerçekleştirildi ve istiridye yetiştiriciliği başladı. 1960 yılında Japonya'da ilk yılan balığı yetiştiriciliği başladı. 1960 yılında Avrupa ve Kuzey Amerika'da gökkuşağı alabalığı üretimi patladı. 1970 yılında deniz alanlarının kullanımı sarıkuyruk ve kedi balığı üretim denemeleri ile başlamış oldu. 1980 yılında somon, karides, çipura, levrek üretim tekniklerinin geliştirilmesi ile modern akuakültür başladı. 1990 yılında kalkan, mersin balığı, lahos ve tropikal levrek türleri üzerinde çalışmalar başlatıldı. 2000 yılında yani günümüzde, yeni türler ve bu türlerin üretim denemeleri yanı sıra esas olarak üretilen türlerin daha ekonomik boyutlarda üretilebilmesi için gerekli alt yapı çalışmaları sürdürülmektedir. Dünyada ortalama yılda 145 milyon ton su ürünleri üretimi yapılıyor ve bunun yaklaşık 45 milyon tonu yetiştiricilik ile elde edilmektedir. Yılda yüzde 10’dan fazla bir büyüme söz konusu. Bununla birlikte, 2030 yılına kadar dünyada yetiştiricilikten elde edilen miktarın iki kat daha artarak 80 milyon tonu aşacağı tahmin edilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder